Latin Amerika’da
Bir Gezgin: Latin Amerika Güncesi (27)
Santiago’da İkinci Gün
Dr.
Ulaş Başar Gezgin, 24 Haziran 2012, Santiago, Şili
Bugün, hedef, sokaklarda rastgele yürüyüp sağı solu
öğrenmek. Örneğin, Baquedano ile Ordu Meydanı arasında iki durak olduğuna göre,
yürünebilir bir uzaklık olmalı. Karşıdaki karlı dağlara doğru gidersem,
herhalde meydanı bulurum. Böyle düşünerek, yola çıktım ve Meydan’a falan
çıkamadım. Onun yerine, Providencia adlı semte gelmişim. Providencia Caddesi’yle
yanyana giden caddenin adı, 11 Eylül Caddesi. 11 Eylül, askeri darbenin
yıldönümü, Şili’de. Ancak, daha sonra bakıyorum, bu 11 Eylül’ün darbeyle bir
ilgisi yokmuş. Sömürgeci tarih açısından, yerlilerin saldırdığı; yerli tarih
açısından ise, yerlilerin vatanlarını savunduğu bir gün, 11 Eylül 1541.
Türkiye, Vietnam, Küba, Venezuela?
Providencia, Santiago’nun ‘zengin muhiti’ olarak
biliniyor. En yüksek zengin oranı ve yaşlı oranı burada. Ancak, bugün pazar
olduğu için çok çok az yer açık. Latin Amerika’nın böyle cins bir özelliği var.
Pazarları, her yer kapalı ve/ya da bomboş oluyor. Ortalık, hayalet kente
dönüyor. Ters yöne girmişim. Dağları arkama almam gerekiyormuş. Neyse, böylece,
başka bir semti de öğrenmiş oluyorum. Birçok büyükelçilik ve Pablo Neruda’nın
evlerinden biri de, bu semtte. Birden, bir metro durağı görüyorum ve bunun uçak
bileti alacağım ofisin yakını olduğunu anlıyorum (Pedro de Valdivia Durağı).
Ama önce, ‘Bella China’ adlı bir Çin lokantasında, karnımı doyuruyorum. Vietnam’dan
alışkın olduğum bir sebzeli tavuk pilavı bu (Arroz Chaufan Con Chapsui de Pollo,
bkz. http://www.youtube.com/watch?v=ro9YokC8XvI
). Doyurucu ve lezzetli (2,000 Peso, 4 Dolar). Sonra, havayolu ofisini buluyorum
(Copa Airlines, Fidel Oteiza, 1921, Oficina 703, Santiago, Chile). Haftasonu
kapalı olduğunu biliyorum; ama hazır gelmişken, yerini saptıyorum, yarın
kolaylık olsun diye. Yarın ya da bir sonraki gün, karar vermem gerekiyor:
Brezilya üstünden Türkiye’ye ve Vietnam’a mı dönüyorum (buralara doyduğum ve
günce de iyice kalınlaştığı için mantıklı olabilir bu); para ve zaman ayırıp
Venezuela’ya mı geçiyorum yoksa Küba’ya mı? Ona göre bilet almalıyım.
Anayasa Meydanı
Oradan, Moneda’ya gitmek üzere metroya biniyorum. Yol üstünde
bir pazar kurulmuş. Giysi ağırlığı var. Mısır’dan ürünler satılıyor Arap müziği
eşliğinde, bir tezgahta. İnsanların büyük ilgisi var buraya. Kitap tezgahlarında,
bilindik Latin Amerikalı yazarlar yanında, Asya kitapları görülüyor. Elma
şekeri, üzüm şekeri vb. satıyor bir başka tezgah. Bir diğerinde, And Dağları’nda
giyilen türden yünlüler var.
Salvador Allende’ye mezar olan Moneda Sarayı (Palacio de
La Moneda, bkz. http://www.gobiernodechile.cl/la-moneda/historia/palacio-de-la-moneda/
), burada. Şili’nin devlet başkanının ve 3 bakanının çalışma ofisi, burası. Darphane
olarak tasarlanan 1805 doğumlu yeni-klasik yapı, ilk yüzyılını, tasarlanmış
olan işlevi ile tamamlıyor. 20. yüzyıl başında, yapının önüne, ‘Anayasa
Meydanı’ adıyla bir meydan ekleniyor. Maliye Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı,
Adalet Bakanlığı ve Şili Merkez Bankası yapıları, meydanı çevreliyor (bkz. http://www.youtube.com/watch?v=FoKqYemmQWE
). Sarayın altında, katil generalin acil bir durumda kaçışını sağlamak için
tüneller bulunuyor. Sarayın bir bölümü, kültür merkezi olarak kullanılıyor (Centro
Cultural Palacio La Moneda, bkz. http://www.ccplm.cl
). Milli Eğitim Bakanlığı da yakında.
Şili’de Dindar ve Kindar Bir Nesil Yetiştirme Projesi
Burada, haritaya bakıp O’Higgins Caddesi’ni izliyorum (Avenida
Libertador General Bernardo O'Higgins). ‘La Alameda’ olarak da anılan cadde,
Santiago’nun en merkezi caddesi olarak biliniyor. And Dağları’ndan çıkıp
başkenti ikiye bölen Mapocho Irmağı’nın bir kolu kurutularak, bu 15 kilometrelik
cadde oluşturulmuş. (Zaten, sömürgecilerin, kökünü kurutmadığı pek birşey
kalmamış.) Yol üstünde solda, Banka Çalışanları Sendikası’nı görüyorum (bkz. http://www.sindicatobancoestado.cl
). İleride sağda ise, Şili Üniversitesi Ana Yerleşkesi görünüyor (Universidad de
Chile, bkz. http://www.uchile.cl/ ). 1842
doğumlu üniversite, Şili’nin en eski ve en büyük üniversitesi. 13 yerleşkeli ve
23 bin öğrencili üniversitenin tarihçesi, Türkiye’deki denklerine çok benziyor.
General Pinochet’nin icraatlarından biri, üniversitenin özerkliğini ortadan
kaldırıp kendini rektör atamaya yetkili olarak ilan etmesi oluyor. Neredeyse
tüm Şili devlet başkanlarının mezunu olduğu üniversite, böylece ağır bir darbe
almış oluyor. 1981’de ise, üniversitenin birçok kolu budanıp ayrı üniversiteler
olarak ilan ediliyor. Bu uygulamanın amacının, üniversitenin toplum üstündeki
ilerici etkisini zayıflatmak olduğu söyleniyor. Aynı zamanda, Katolik
Üniversitesi’ne büyük kaynaklar sağlanıyor ki, Allende’nin kuşağı yerine,
dindar ve kindar bir kuşak doğsun Şili’de. Yarın öbürgün, Türkiye’de İslam
Üniversiteleri kurulup bunlara büyük kaynaklar akıtılırsa şaşmamalı.
Vatikan’ın Gölgesinde Bir Üniversite
İşte böylece, Universidad de Chile Metro Durağı’na
geliyorum. İleride, sağda, Konutlandırma ve Şehircilik Bakanlığı var (Ministerio
de Vivienda y Urbanismo, bkz. http://www.minvu.cl/
). Bakanlığın uygulamalarını şehir plancılığı ve katılımcı demokrasi açısından
incelemek, ilginç olabilirdi; ancak şimdilik zaman yok. İleride, yine sağda,
ünlü bir kilise olan San Francisco Kilisesi görülüyor. 1622 doğumlu kilise,
Şili’deki en eski sömürge yapısı. Kilisenin bir de müzesi var. Müzede, sömürge dönemine
ait çeşitli nesneler sergileniyor (Museo Colonial, bkz. http://www.youtube.com/watch?v=zQ5KkE9MWJ4
). İleride, solda, Milli Servetler Bakanlığı var (Ministerio de Bienes
Nacionales, bkz. http://www.bienesnacionales.cl/
). Bir sokak sonra ise, 1813 doğumlu Şili Milli Kütüphanesi (Biblioteca
Nacional de Chile, bkz. http://www.dibam.cl/biblioteca_nacional/
) ve yanında, Milli Arşiv (Archivo Nacional, bkz. http://www.dibam.cl/archivo_nacional/
). Bunlar, Santa Lucia Metro Durağı’nın karşısında. Ormanlık bir alan başlıyor
sonra; ve karşıda, tepesinde İsa heykeliyle, Katolik Üniversitesi (
Pontificia Universidad Católica de Chile, bkz. http://www.uc.cl/ ). Vatikan’la yakın bağları olan
üniversitenin tüm Güney Amerika’nın en iyi ikinci üniversitesi olduğu
söyleniyor (Şili’nin birincisi). Kendi gözlemlerime göre, bu tür Katolik
üniversiteleri, Asya’da ülkeleri arasında, Güney Kore’de, Japonya’da ve
Filipinler’de çok yaygındı.
Tepelenip Gömülmüşlerin Tepesi
Katolik Üniversitesi’nin karşısındaki ormanlık alan,
Santa Lucia Tepesi (Cerro Santa Lucia, bkz. http://www.youtube.com/watch?v=ejAcOTnHU7o
). 15 milyon yıl önce ölmüş bir yanardağ olan tepe, 629’lik metrelik çok yüksek
olmayan manzarasıyla, şehrin göbeğinde, özellikle aşıklara keyifli anlar
yaşatıyor. Tepeye çıkıyorum; her yer cıvıl cıvıl... Çeşmeler, merdivenler... Girişte,
klasik bir yapının önünde, küçük bir çağlayan oluşturulmuş olduğunu görüyorum. Yukarıda
da, küçük çaplı bir şato var. Çocuklar için, çok güzel bir oyun alanı burası...
Ancak, tepenin tarihini inceleyince, insanın yüzü asılıyor. Tepenin bir eteği, Katolik
inancına muhalif olanların gömüldüğü lanetliler mezarlığı... Adını da,
sömürgeciden alıyor tepe... Muhaliflerin kemikleri, daha sonra Merkez
Mezarlık’a taşınmış; ama acılı anıları burada yaşıyor bana kalırsa. Onları
(özellikle Protestanları) anmak için, bir heykel dikilmiş bugün. Santiago’nun
kurucusu olan sömürgecinin ve başpiskoposun da heykelleri var. Tepenin caddeyi
gören eteklerinden birinde, Şili’nin Nobelli kadın şairi Gabriela Mistral’i
(1889-1957) anan duvar resimleri var.
Yol üstünde, Katolik Üniversitesi Metro Durağı’nın
karşısında, dev bir kültür merkezi var. Bu, Gabriela Mistral Kültür Merkezi
(Centro Cultural Gabriela Mistral, bkz. http://www.gam.cl/
). Şu anki biçimiyle 2010’da açılan merkezin mimarisi, dikkat çekiyor. Yapının
cephelerinde, yakında gerçekleşecek olan Belgesel Festivali’nin tanıtımı var
(bkz. http://www.fidocs.cl/ ).
Yine ilerideki sinema da, görülmeye değer (Centro Arte
Alameda, bkz. http://www.centroartealameda.cl/
). Yol, buradan, Baquedano Meydanı’na çıkıyor. İtalyan Meydanı da burada. Burası
da, Providencia’nın bir parçası.
Şarabın ve Sanatın Semtinde...
Buradan, şarabın ve sanatın semti olarak bilinen
Bellavista’ya geçiyorum. Irmağın diğer kıyısında başlıyor Bohemya (bkz. http://www.youtube.com/watch?v=qpPhM9coCXg
). Yol üstünde, Şili Üniversitesi Hukuk Fakültesi, bir yanda; dev yapısıyla
merak uyandıran San Sebastian Üniversitesi ise (Universidad San Sebastian, bkz.
http://www.uss.cl/ ), diğer yanda. San
Sebastian’ın karşısında başlıyor kafeler, barlar, lokantalar. Yolun sonundaki
Hayvanat Bahçesi’ne kadar, her yan, kafe, bar ve lokanta zaten. Birçok sanat
merkezi, galeri ve Neruda’nın gemi biçimindeki evi, burada. Santiago Hayvanat
Bahçesi, yolun sonundaki tepenin eteklerinde. Buraya birçokları, manzarası için
geliyor. Hayvanat Bahçesi, Büyükşehir Parkı’nın bir parçası (
Parque Metropolitano de Santiago, bkz. http://www.parquemet.cl/ ). Burası, San
Cristobal Tepesi. Kentin ünlü İsa heykeli, burada (360 derecelik görünüm için
bkz. http://www.chilexplora.com/ver_local.php?id=1250&ver=panorama&categoria=&idPanorama=1418
). Birçokları, teleferiğe biniyor.
Kerhane Tatlısı
Bellavista’dan tepeye geçerken, birçok insan, heyecanla
maç seyrediyordu. Tepeye çıktığımda, sanki tüm bir kentten ‘gol’ sesi geliyor. Oradan
dönüp bu kez, Baquedano Meydanı’nın hemen yanındaki yeşil alanlara dalıyorum.
Burada, birçok bayraklı taraftar görüyorum. Bir süre sonra da, yakınlarda bir
yerlerde havai fişek patlatılıyor. Yeşil alanı, Merced ve Monjitas sokakları
boyunca izleyince, Güzel Sanatlar Müzesi çıkıyor karşıma. Hoş bir yapı (Museo
Nacional de Bellas Artes, bkz. http://www.dibam.cl/bellas_artes/pre_home.htm
). Burada, görüşmem önerilen Şilili sanatçı Sergio Lay’ın çalışmalarının da
sergilendiğini görüyorum (bkz. http://sergiolay.blogspot.com/
). Giriş, ücretsiz. Resim ve heykel sergileri var. Dönüşte, parkta, zaten
Arjantin’de de sokakta satıldığını çok gördüğüm ‘churro’ adlı tatlı, dikkatimi
çekiyor. Bu, bildiğimiz kerhane tatlısı (bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/Churro
).
Karnımı doyuruyorum Baquedano’da, ‘Telepizza’ adlı her
yerde şubesi olan Şili pizzacısında. İquique’de meydanda da vardı Telepizza
(bkz. http://www.telepizza.cl/ ). Pizzaları,
lezzetli ve küçük (Napoliten pizza ve kola, 1590 Peso). İnsan, doya doya pizza
yiyemiyor Şili’de. Zaten ‘Şili mutfağı’ diye bir olay da yok. Oradan esnaf
lokantasında etli ekmek yiyorum (churrasco solo, 2,300 Peso ve bir sallama çay,
700 Peso). Şarap ve su alıyorum süpermarketten. Torbaya attığım 1,5 litrelik karton
kutudaki Şili şarabı, kaç gün gidecek bakalım... Odama çok yakın olan Şili Üniversitesi Tiyatrosu’na
uğramalı zaman olursa (Teatro Universidad de Chile, bkz. http://ceac.uchile.cl/teatro-universidad-de-chile
).
Bugünün parçası, Victor Jara’dan gelsin (şuradan
dinlenebilir: El Arado, http://www.youtube.com/watch?v=RgSypCtwbk0
).
Saban
Sıkıyorum yumruğumu
Ve saplıyorum sabanı toprağa.
Çalıştım didindim yıllarca
Nasıl yorulmayayım ki...
Uçuyorlar kelebekler, şarkı söylüyor cırcır böcekleri,
Gittikçe daha da kararıyor derimse, daha da
Parıldamada güneşşe, parıldamada.
Terin üstümde bıraktığıysa saban izi,
Ben de saban izleri açıyorum zaten toprağa
Durmadan.
Sımsıkı tutunuyorum umuda
Verdiğimde düşüncemi başka bir yıldıza;
“Geç değildir hiç bir zaman” diyor bana
“Uçacak o güvercin birgün mutlaka”
Uçuyorlar kelebekler, şarkı söylüyor cırcır böcekleri,
Gittikçe daha da kararıyor derimse, daha da
Parıldamada güneşşe, parıldamada.
Ve akşamüstü dönerken eve
Bir yıldız belirmede
Gökyüzünde.
“Geç değildir hiç bir zaman” diyor bana
“Uçacak o güvercin birgün mutlaka”
Boyunduruk gibi sımsıkı
Sıkmışım yumruğumu
Çünkü değişecek herşey
Birgün mutlaka.
Söz-Müzik: Victor Jara
İspanyolca özgün metinden çeviren: Ulaş Başar Gezgin,
29.11.2008, Ho Çi Min Kenti, Vietnam
İnti İllimani, ‘Sing to me the Dream’ Albümü (1984)
Dr.
Ulaş Başar Gezgin
Facebook/Yüzdefteri: http://www.facebook.com/gezginulas
Facebook/Yüzdefteri Yazar
Sayfası: http://www.facebook.com/Ulas.Basar.Gezgin
Ulas Basar
Gezgin Okurları: http://www.facebook.com/groups/214939625258670/
Twitter:http://twitter.com/#!/gezginulas
E-mail: ulasbasar@gmail.com
2011 Sonrasındaki Şiirler: http://gezginulas.blogspot.com
Kendi
Sesinden Şiir Kaydı: http://soundcloud.com/ulas-basar-gezgin
Gezgin Kaynakça (Tüm
Yapıtları):
No comments:
Post a Comment