Monday, June 25, 2012

Santiago’da İkinci Gün



Latin Amerika’da Bir Gezgin: Latin Amerika Güncesi (27)

Santiago’da İkinci Gün

Dr. Ulaş Başar Gezgin, 24 Haziran 2012, Santiago, Şili

Bugün, hedef, sokaklarda rastgele yürüyüp sağı solu öğrenmek. Örneğin, Baquedano ile Ordu Meydanı arasında iki durak olduğuna göre, yürünebilir bir uzaklık olmalı. Karşıdaki karlı dağlara doğru gidersem, herhalde meydanı bulurum. Böyle düşünerek, yola çıktım ve Meydan’a falan çıkamadım. Onun yerine, Providencia adlı semte gelmişim. Providencia Caddesi’yle yanyana giden caddenin adı, 11 Eylül Caddesi. 11 Eylül, askeri darbenin yıldönümü, Şili’de. Ancak, daha sonra bakıyorum, bu 11 Eylül’ün darbeyle bir ilgisi yokmuş. Sömürgeci tarih açısından, yerlilerin saldırdığı; yerli tarih açısından ise, yerlilerin vatanlarını savunduğu bir gün, 11 Eylül 1541.


Türkiye, Vietnam, Küba, Venezuela?

Providencia, Santiago’nun ‘zengin muhiti’ olarak biliniyor. En yüksek zengin oranı ve yaşlı oranı burada. Ancak, bugün pazar olduğu için çok çok az yer açık. Latin Amerika’nın böyle cins bir özelliği var. Pazarları, her yer kapalı ve/ya da bomboş oluyor. Ortalık, hayalet kente dönüyor. Ters yöne girmişim. Dağları arkama almam gerekiyormuş. Neyse, böylece, başka bir semti de öğrenmiş oluyorum. Birçok büyükelçilik ve Pablo Neruda’nın evlerinden biri de, bu semtte. Birden, bir metro durağı görüyorum ve bunun uçak bileti alacağım ofisin yakını olduğunu anlıyorum (Pedro de Valdivia Durağı). Ama önce, ‘Bella China’ adlı bir Çin lokantasında, karnımı doyuruyorum. Vietnam’dan alışkın olduğum bir sebzeli tavuk pilavı bu (Arroz Chaufan Con Chapsui de Pollo, bkz. http://www.youtube.com/watch?v=ro9YokC8XvI ). Doyurucu ve lezzetli (2,000 Peso, 4 Dolar). Sonra, havayolu ofisini buluyorum (Copa Airlines, Fidel Oteiza, 1921, Oficina 703, Santiago, Chile). Haftasonu kapalı olduğunu biliyorum; ama hazır gelmişken, yerini saptıyorum, yarın kolaylık olsun diye. Yarın ya da bir sonraki gün, karar vermem gerekiyor: Brezilya üstünden Türkiye’ye ve Vietnam’a mı dönüyorum (buralara doyduğum ve günce de iyice kalınlaştığı için mantıklı olabilir bu); para ve zaman ayırıp Venezuela’ya mı geçiyorum yoksa Küba’ya mı? Ona göre bilet almalıyım.


Anayasa Meydanı

Oradan, Moneda’ya gitmek üzere metroya biniyorum. Yol üstünde bir pazar kurulmuş. Giysi ağırlığı var. Mısır’dan ürünler satılıyor Arap müziği eşliğinde, bir tezgahta. İnsanların büyük ilgisi var buraya. Kitap tezgahlarında, bilindik Latin Amerikalı yazarlar yanında, Asya kitapları görülüyor. Elma şekeri, üzüm şekeri vb. satıyor bir başka tezgah. Bir diğerinde, And Dağları’nda giyilen türden yünlüler var.

Salvador Allende’ye mezar olan Moneda Sarayı (Palacio de La Moneda, bkz. http://www.gobiernodechile.cl/la-moneda/historia/palacio-de-la-moneda/ ), burada. Şili’nin devlet başkanının ve 3 bakanının çalışma ofisi, burası. Darphane olarak tasarlanan 1805 doğumlu yeni-klasik yapı, ilk yüzyılını, tasarlanmış olan işlevi ile tamamlıyor. 20. yüzyıl başında, yapının önüne, ‘Anayasa Meydanı’ adıyla bir meydan ekleniyor. Maliye Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Şili Merkez Bankası yapıları, meydanı çevreliyor (bkz. http://www.youtube.com/watch?v=FoKqYemmQWE ). Sarayın altında, katil generalin acil bir durumda kaçışını sağlamak için tüneller bulunuyor. Sarayın bir bölümü, kültür merkezi olarak kullanılıyor (Centro Cultural Palacio La Moneda, bkz. http://www.ccplm.cl ). Milli Eğitim Bakanlığı da yakında.


Şili’de Dindar ve Kindar Bir Nesil Yetiştirme Projesi

Burada, haritaya bakıp O’Higgins Caddesi’ni izliyorum (Avenida Libertador General Bernardo O'Higgins). ‘La Alameda’ olarak da anılan cadde, Santiago’nun en merkezi caddesi olarak biliniyor. And Dağları’ndan çıkıp başkenti ikiye bölen Mapocho Irmağı’nın bir kolu kurutularak, bu 15 kilometrelik cadde oluşturulmuş. (Zaten, sömürgecilerin, kökünü kurutmadığı pek birşey kalmamış.) Yol üstünde solda, Banka Çalışanları Sendikası’nı görüyorum (bkz. http://www.sindicatobancoestado.cl ). İleride sağda ise, Şili Üniversitesi Ana Yerleşkesi görünüyor (Universidad de Chile, bkz. http://www.uchile.cl/ ). 1842 doğumlu üniversite, Şili’nin en eski ve en büyük üniversitesi. 13 yerleşkeli ve 23 bin öğrencili üniversitenin tarihçesi, Türkiye’deki denklerine çok benziyor. General Pinochet’nin icraatlarından biri, üniversitenin özerkliğini ortadan kaldırıp kendini rektör atamaya yetkili olarak ilan etmesi oluyor. Neredeyse tüm Şili devlet başkanlarının mezunu olduğu üniversite, böylece ağır bir darbe almış oluyor. 1981’de ise, üniversitenin birçok kolu budanıp ayrı üniversiteler olarak ilan ediliyor. Bu uygulamanın amacının, üniversitenin toplum üstündeki ilerici etkisini zayıflatmak olduğu söyleniyor. Aynı zamanda, Katolik Üniversitesi’ne büyük kaynaklar sağlanıyor ki, Allende’nin kuşağı yerine, dindar ve kindar bir kuşak doğsun Şili’de. Yarın öbürgün, Türkiye’de İslam Üniversiteleri kurulup bunlara büyük kaynaklar akıtılırsa şaşmamalı.


Vatikan’ın Gölgesinde Bir Üniversite

İşte böylece, Universidad de Chile Metro Durağı’na geliyorum. İleride, sağda, Konutlandırma ve Şehircilik Bakanlığı var (Ministerio de Vivienda y Urbanismo, bkz. http://www.minvu.cl/ ). Bakanlığın uygulamalarını şehir plancılığı ve katılımcı demokrasi açısından incelemek, ilginç olabilirdi; ancak şimdilik zaman yok. İleride, yine sağda, ünlü bir kilise olan San Francisco Kilisesi görülüyor. 1622 doğumlu kilise, Şili’deki en eski sömürge yapısı. Kilisenin bir de müzesi var. Müzede, sömürge dönemine ait çeşitli nesneler sergileniyor (Museo Colonial, bkz. http://www.youtube.com/watch?v=zQ5KkE9MWJ4 ). İleride, solda, Milli Servetler Bakanlığı var (Ministerio de Bienes Nacionales, bkz. http://www.bienesnacionales.cl/ ). Bir sokak sonra ise, 1813 doğumlu Şili Milli Kütüphanesi (Biblioteca Nacional de Chile, bkz. http://www.dibam.cl/biblioteca_nacional/ ) ve yanında, Milli Arşiv (Archivo Nacional, bkz. http://www.dibam.cl/archivo_nacional/ ). Bunlar, Santa Lucia Metro Durağı’nın karşısında. Ormanlık bir alan başlıyor sonra; ve karşıda, tepesinde İsa heykeliyle, Katolik Üniversitesi (
Pontificia Universidad Católica de Chile, bkz. http://www.uc.cl/ ). Vatikan’la yakın bağları olan üniversitenin tüm Güney Amerika’nın en iyi ikinci üniversitesi olduğu söyleniyor (Şili’nin birincisi). Kendi gözlemlerime göre, bu tür Katolik üniversiteleri, Asya’da ülkeleri arasında, Güney Kore’de, Japonya’da ve Filipinler’de çok yaygındı.


Tepelenip Gömülmüşlerin Tepesi

Katolik Üniversitesi’nin karşısındaki ormanlık alan, Santa Lucia Tepesi (Cerro Santa Lucia, bkz. http://www.youtube.com/watch?v=ejAcOTnHU7o ). 15 milyon yıl önce ölmüş bir yanardağ olan tepe, 629’lik metrelik çok yüksek olmayan manzarasıyla, şehrin göbeğinde, özellikle aşıklara keyifli anlar yaşatıyor. Tepeye çıkıyorum; her yer cıvıl cıvıl... Çeşmeler, merdivenler... Girişte, klasik bir yapının önünde, küçük bir çağlayan oluşturulmuş olduğunu görüyorum. Yukarıda da, küçük çaplı bir şato var. Çocuklar için, çok güzel bir oyun alanı burası... Ancak, tepenin tarihini inceleyince, insanın yüzü asılıyor. Tepenin bir eteği, Katolik inancına muhalif olanların gömüldüğü lanetliler mezarlığı... Adını da, sömürgeciden alıyor tepe... Muhaliflerin kemikleri, daha sonra Merkez Mezarlık’a taşınmış; ama acılı anıları burada yaşıyor bana kalırsa. Onları (özellikle Protestanları) anmak için, bir heykel dikilmiş bugün. Santiago’nun kurucusu olan sömürgecinin ve başpiskoposun da heykelleri var. Tepenin caddeyi gören eteklerinden birinde, Şili’nin Nobelli kadın şairi Gabriela Mistral’i (1889-1957) anan duvar resimleri var.

Yol üstünde, Katolik Üniversitesi Metro Durağı’nın karşısında, dev bir kültür merkezi var. Bu, Gabriela Mistral Kültür Merkezi (Centro Cultural Gabriela Mistral, bkz. http://www.gam.cl/ ). Şu anki biçimiyle 2010’da açılan merkezin mimarisi, dikkat çekiyor. Yapının cephelerinde, yakında gerçekleşecek olan Belgesel Festivali’nin tanıtımı var (bkz. http://www.fidocs.cl/ ).
Yine ilerideki sinema da, görülmeye değer (Centro Arte Alameda, bkz. http://www.centroartealameda.cl/ ). Yol, buradan, Baquedano Meydanı’na çıkıyor. İtalyan Meydanı da burada. Burası da, Providencia’nın bir parçası.


Şarabın ve Sanatın Semtinde...

Buradan, şarabın ve sanatın semti olarak bilinen Bellavista’ya geçiyorum. Irmağın diğer kıyısında başlıyor Bohemya (bkz. http://www.youtube.com/watch?v=qpPhM9coCXg ). Yol üstünde, Şili Üniversitesi Hukuk Fakültesi, bir yanda; dev yapısıyla merak uyandıran San Sebastian Üniversitesi ise (Universidad San Sebastian, bkz. http://www.uss.cl/ ), diğer yanda. San Sebastian’ın karşısında başlıyor kafeler, barlar, lokantalar. Yolun sonundaki Hayvanat Bahçesi’ne kadar, her yan, kafe, bar ve lokanta zaten. Birçok sanat merkezi, galeri ve Neruda’nın gemi biçimindeki evi, burada. Santiago Hayvanat Bahçesi, yolun sonundaki tepenin eteklerinde. Buraya birçokları, manzarası için geliyor. Hayvanat Bahçesi, Büyükşehir Parkı’nın bir parçası (
Parque Metropolitano de Santiago, bkz. http://www.parquemet.cl/ ). Burası, San Cristobal Tepesi. Kentin ünlü İsa heykeli, burada (360 derecelik görünüm için bkz. http://www.chilexplora.com/ver_local.php?id=1250&ver=panorama&categoria=&idPanorama=1418 ). Birçokları, teleferiğe biniyor.


Kerhane Tatlısı

Bellavista’dan tepeye geçerken, birçok insan, heyecanla maç seyrediyordu. Tepeye çıktığımda, sanki tüm bir kentten ‘gol’ sesi geliyor. Oradan dönüp bu kez, Baquedano Meydanı’nın hemen yanındaki yeşil alanlara dalıyorum. Burada, birçok bayraklı taraftar görüyorum. Bir süre sonra da, yakınlarda bir yerlerde havai fişek patlatılıyor. Yeşil alanı, Merced ve Monjitas sokakları boyunca izleyince, Güzel Sanatlar Müzesi çıkıyor karşıma. Hoş bir yapı (Museo Nacional de Bellas Artes, bkz. http://www.dibam.cl/bellas_artes/pre_home.htm ). Burada, görüşmem önerilen Şilili sanatçı Sergio Lay’ın çalışmalarının da sergilendiğini görüyorum (bkz. http://sergiolay.blogspot.com/ ). Giriş, ücretsiz. Resim ve heykel sergileri var. Dönüşte, parkta, zaten Arjantin’de de sokakta satıldığını çok gördüğüm ‘churro’ adlı tatlı, dikkatimi çekiyor. Bu, bildiğimiz kerhane tatlısı (bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/Churro ).  

Karnımı doyuruyorum Baquedano’da, ‘Telepizza’ adlı her yerde şubesi olan Şili pizzacısında. İquique’de meydanda da vardı Telepizza (bkz. http://www.telepizza.cl/ ). Pizzaları, lezzetli ve küçük (Napoliten pizza ve kola, 1590 Peso). İnsan, doya doya pizza yiyemiyor Şili’de. Zaten ‘Şili mutfağı’ diye bir olay da yok. Oradan esnaf lokantasında etli ekmek yiyorum (churrasco solo, 2,300 Peso ve bir sallama çay, 700 Peso). Şarap ve su alıyorum süpermarketten. Torbaya attığım 1,5 litrelik karton kutudaki Şili şarabı, kaç gün gidecek bakalım...  Odama çok yakın olan Şili Üniversitesi Tiyatrosu’na uğramalı zaman olursa (Teatro Universidad de Chile, bkz. http://ceac.uchile.cl/teatro-universidad-de-chile ).

Bugünün parçası, Victor Jara’dan gelsin (şuradan dinlenebilir: El Arado, http://www.youtube.com/watch?v=RgSypCtwbk0 ).

Saban

Sıkıyorum yumruğumu
Ve saplıyorum sabanı toprağa.
Çalıştım didindim yıllarca
Nasıl yorulmayayım ki...


Uçuyorlar kelebekler, şarkı söylüyor cırcır böcekleri,
Gittikçe daha da kararıyor derimse, daha da
Parıldamada güneşşe, parıldamada.
Terin üstümde bıraktığıysa saban izi,
Ben de saban izleri açıyorum zaten toprağa
Durmadan.


Sımsıkı tutunuyorum umuda
Verdiğimde düşüncemi başka bir yıldıza;
“Geç değildir hiç bir zaman” diyor bana
“Uçacak o güvercin birgün mutlaka”


Uçuyorlar kelebekler, şarkı söylüyor cırcır böcekleri,
Gittikçe daha da kararıyor derimse, daha da
Parıldamada güneşşe, parıldamada.
Ve akşamüstü dönerken eve
Bir yıldız belirmede
Gökyüzünde.


“Geç değildir hiç bir zaman” diyor bana
“Uçacak o güvercin birgün mutlaka”
Boyunduruk gibi sımsıkı
Sıkmışım yumruğumu
Çünkü değişecek herşey
Birgün mutlaka.


Söz-Müzik: Victor Jara
İspanyolca özgün metinden çeviren: Ulaş Başar Gezgin, 29.11.2008, Ho Çi Min Kenti, Vietnam
İnti İllimani, ‘Sing to me the Dream’ Albümü (1984)



Dr. Ulaş Başar Gezgin
Latin Amerika’da Bir Gezgin: http://latinamerikadabirgezgin.blogspot.com/
Facebook/Yüzdefteri: http://www.facebook.com/gezginulas  
Facebook/Yüzdefteri Yazar Sayfası: http://www.facebook.com/Ulas.Basar.Gezgin
Ulas Basar Gezgin Okurları:  http://www.facebook.com/groups/214939625258670/ 
E-mail: ulasbasar@gmail.com  
2011 Sonrasındaki Şiirler: http://gezginulas.blogspot.com 
Kendi Sesinden Şiir Kaydı: http://soundcloud.com/ulas-basar-gezgin
Gezgin Kaynakça (Tüm Yapıtları): 

No comments:

Post a Comment