Latin Amerika’da
Bir Gezgin: Latin Amerika Güncesi (5)
Curitiba’da Üçüncü Gün
Dr.
Ulaş Başar Gezgin, 2 Haziran 2012, Curitiba, Brezilya
Öğleden sonra, döviz bürosuna ve
otobüs terminaline gittik. Meğer, havaalanında kazık yememişim; çünkü Brezilya’da
yabancılara daha düşük bir kur uygulanıyormuş. O zaman, doğrusu şu olacak:
Brezilya’da tek kazık yiyen ben değilim. Resmi olarak, 1 Dolar, 2.03 Brezilya
parası; ama bize 1.92 oluyor.
Sabahın Köründe Buenos Aires’e
Oradan otobüs terminaline geçip
pazartesi sabahı için (4 Haziran) Buenos Aires bileti aldık. Benden sonra
gelecekler için ayrıntı vereyim: Curitiba’dan Buenos Aires’e giden tek otobüs
şirketi, Pluma. Bilet, 316 Reais (yaklaşık 160 Dolar). Yol, 30 saat sürüyor.
Otobüs, yarı-yataklı ve içinde tuvaleti var. Tek sorun, sabah 5:30’da kalkması.
Sıkıntı, uyanmak değil de, sabahın karanlığında soyulma olasılığının yüksek
oluşu. Umarım, pazartesi sabahı soyulmam.:( Olası bir durumda zararı en aza
indirmek için, Vietnam’dan aldığım kredi kartını, Türkiye’den aldığım Paramatik
kartını ve üzerimdeki parayı gizli ceplerime yerleştirdim. Bileti, cüzdanımdan
çıkardım. Cüzdanımı alırlarsa, bilet, cebimde kalacak böylece. Cüzdana da bir
miktar para koydum ki kuşku uyandırmasın. Pasaportun birçok fotokopisini çektirmiştim
daha önce, böyle durumlar olabileceğini tahmin ederek. Bakalım ne olacak...
5 Haziran Salı günü 11:30’da Buenos
Aires’te olacağım. Aslında, yol üstünde olan Uruguay’ın başkenti Montevideo’ya
gidecektim; ama stratejik olarak Buenos Aires’e geçmek, daha mantıklı geldi. Zaten
Curitiba’dan Montevideo’ya otobüs yok. Buradan Porto Alegre yapıp oradan
Montevideo’ya geçmek gerekiyor. Buenos Aires’ten Montevideo’ya vapur var, 3
saat sürüyor; oysa, otobüsle 10-12 saat sürüyor. Buenos Aires’e yerleştikten
sonra, vapurla günü birlik olarak Montevideo’ya gideceğim.
Neden Bu Kadar Kısa?
Brezilya’da az kalmamın nedenleri
şunlar:
- Portekizce bilmediğimden
iletişimde büyük zorluk çekiyorum. İspanyolca bildiğim için, Arjantin gibi
İspanyolca konuşulan ülkelerde hem daha rahat hareket edebileceğimi hem de
kültürün içine daha çok girebileceğimi tahmin ediyorum.
- Brezilya’daki ‘vahşi batı’ havası,
katlanılır gibi değil.
- Buenos Aires’te sanat etkinlikleri
daha fazla.
- Görüşme yapmayı düşündüğüm
üniversiteler, Buenos Aires’te.
- Brezilya, aşırı pahalı bir yer. Arjantin,
daha ucuz.
İtalyan Mahallesi’nde
Bugün Curitiba’nın İtalyan mahallesi
olan Santa Feliçidade’ye gittik (bkz. http://www.curitiba-parana.net/santa-felicidade.htm).
Yapılar, çok etkileyiciydi. Dünyanın öbür ucuna gidip küçük bir Roma yapmışlar
(bu yapılar, köle emeğiyle yapılmışsa, bütün olumlu yorumlarımı geri alacağım).
Şato biçimindeki lokantalar, muhteşem. Türkiye dışındaki Türk mahallelerini
düşündüm. Türkiye’de sivil mimarlık, çok zayıf. Mimarlık, çoğunlukla, dinsel
yapılar ve saraylar için işe koşulmuş. Diasporadaki Türk mahalleleri (varlarsa)
çirkinler, genelde... Ama buraya, İtalyan mahallesine bakıyoruz: Ne bey ne paşa
ne Papa gelip “buralara şöyle şöyle yapılar dikin” demiş. Bu yapılar, halk
mimarlığının müthiş ürünleri. Avrupa’nın ahlaksızlığını almadığını iddia
edenler! Onu zaten almışsınız; onu almışken mimarlığını da alın da; en azından,
İstanbul, tüm o ucubelerden kurtulsun...
İtalyan Mahallesi’ne doğru giderken
ve mahallenin kendisinde, dindar İsacılar, bildiri dağıtıyor. Herbiri, JESUS
(İsa) sözcüğünün bir harfini taşıyan tişörtler giyen gençler, yanyana durup
pankart açıyorlar. Yolda duran araçlara, tutucular, gazetelerini satmaya
çalışıyor. Sanıldığının tersine, Brezilya’nın Katolikleri’nin serbest düşünceli
olduklarını ama Evanjelik olarak adlandırılan yeni akımların (bizim
gördüklerimiz de bunlardandı) çok tutucu olduğunu, içlerinden günah diye saçını
kestirmeyenlerin bile olduğunu öğreniyorum. Türkiye’de daha o aşamaya
gelinmedi; şimdilik, kürtaja, sezaryene falan karışıyorlar; saç kesmeye, sıra,
daha sonra gelecek.
BR 103: Brezilya Mutfağı’na Giriş-3
Odaya dönmeden, yakındaki bir açık
büfe lokantasına daldım. Büfede yaklaşık 10 çeşit yemek vardı ve üstüne et
seçiliyordu. Rastgele bir et seçtim (fillet). İçecek dışında, 9.5 Reais’ti (5
Dolar). Yanına gelen bira (markası, Skol’du), 4 Reais’ti (2 Dolar). Bu kadar
pahalı ülkede, bu kadar ucuz açık büfelerin olması ilginç.:) Türkiye’de olsa,
kedileri, eşekleri, atları vb. soslayıp yedirirlerdi bize et diye.:) Yemekler
şunlardı: Düz pilav, kıymalı makarna, çeşit çeşit sosisli ve koyu soslu kuru fasulye,
muz kızartması, etli vb. lazanya, buzlu brokkoli, turp, kıvırcık salata vb.
Yani çoğunlukla, göbek yapan yemekler...
Futbol Müzesi
Evde, Sao Paulo’da aldığım ücretsiz
sanat dergilerini ve sanat duyurularını inceliyorum: Sao Paulo Senfoni
Orkestrası’nın izlencesinde, şu adlar dikkatimi çekiyor: Mussorgsky, Çaykovski,
Brahms, Mozart, Sibelius ve Bela Bartok.
Elime tutuşturulan Sao Paulo
haritasının arkasında, çeşitli reklamlar arasında, açık saçık bir kadın resmi
oluşu, dikkatimi çekiyor. ‘Companhia Das Calcinhas’ adlı şirketin reklamı bu. ‘Don
şirketi’ anlamına geliyor! Sitesine bakıyorum; açılışında, seks şirketi
yazıyor. Tayland’da ve Avustralya’da, seks ticaretinin turist kitapçıklarında
ve dergilerinde açıkça tanıtımının yapıldığını ve iletişim bilgilerinin verildiğini
bildiğimden, bu reklam, bana hafif geldi. Yine de, ilginç, elbette. Bir de,
masum bir bikini reklamı var aynı yerde.
Sanat
duyuruları sayesinde, Sao Paulo’nun Tiyatro Gazetesi’nden haberdar oluyorum
(bkz. https://teatrogazeta.showare.com.br
). Latin Amerika Anıtsal Kuruluşu’nun (Fundação Memorial da América Latina, http://www.memorial.org.br ) çok yoğun
bir etkinlik izlencesi var: Traviata Balesi, samba gösterisi, Ulusal Çocuk ve Gençlik
Koroları Şenliği, diktatörlük dönemi boyunca hapis yatmış Uruguaylı bir
yazardan yazın üstüne söyleşi, gazetecilerden Amazon semineri vb.
Fnac
adlı ‘Sao Paulo Etkinlik Rehberi’ altbaşlıklı dergide, Brezilya’nın belli başlı
kentlerindeki etkinliklere bir göz atıyorum (bkz. http://www.fnac.com.br ).
Etkinlik
haberlerine yer veren bir diğer ücretsiz dergi ise, Época São Paulo (http://epocasaopaulo.globo.com/ ). Elimdeki
son dergi, Portekizce ve İngilizce olarak çift dilde yayınlanan TimeOut Sao
Paulo Dergisi (http://www.timeout.com.br/sao-paulo/en
). Bu derginin Vietnam sürümü, Ho Çi Min Kenti’nde bulunabiliyordu. Dergi, Sao
Paulo’da görülmesi gereken yerler olarak şunları listelemiş:
-
Centro Cultural São Paulo (http://www.centrocultural.sp.gov.br
),
-
Instituto Tomie Ohtake (http://www.institutotomieohtake.org.br
),
-
Museu de Arte de São Paulo (www.masp.art.br),
-
Pinacoteca do Estado de São Paulo (http://www.pinacoteca.org.br/pinacoteca
),
-
Praça Benedito Calixto (www.pracabeneditocalixto.com.br
) ve
-
Museu do Futebol (www.museudofutebol.org.br
).
***
Yarın,
Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümü. Demek ki zamanı geldi! Sözlerimizi, Pablo
Neruda’nın, yakın dostu Nazım Hikmet’in ölümü üstüne yazdığı şiirle
noktalayalım:
GÜZ
ÇİÇEKLERİNDEN NÂZIM'A ÇELENK
Niçin
öldün Nâzım?
Ne
yaparız şimdi biz
şarkılarından
yoksun?
Nerde
buluruz başka bir pınar ki
onda
bizi karşıladığın gülümseme olsun?
Seninki
gibi ateşle su karışık
acıyla
sevinç dolu,
gerçeğe
çağıran bakışı nerde bulalım?
Kardeşim,
öyle
derin duygular, düşünceler yarattın ki bende,
denizden
esen acı rüzgâr
kapacak
olsa bunları
bulut
gibi, yaprak gibi sürüklenir,
yaşarken
seçtiğin
ve
ölümden sonra sana barınak olan
oraya,
uzak toprağa düşerler.
Al
sana bir demet Şili kasımpatlarından,
al
güney denizleri üstündeki ayın soğuk parlaklığını,
halkların
savaşını, kendi dövüşümü
ve
yurdumun kederli davullarının boğuk gürültüsünü
kardeşim
benim, dünyada nasıl yalnızım sensiz,
çiçek
açmış kiraz ağacının altınına benzeyen yüzüne hasret,
benim
için ekmek olan, susuzluğumu gideren, kanıma güç
veren
dostluğundan yoksun.
Hapisten
çıktığında karşılaşmıştık seninle,
zorbalık
ve acı kuyusu gibi loş hapisten,
zulmün
izlerini görmüştüm ellerinde,
kinin
oklarını aramıştım gözlerinde,
ama
parlak bir yüreğin vardı,
yara
ve ışık dolu bir yürek.
Ne
yapayım ben şimdi?
Tasarlanabilir
mi dünya
her
yana ektiğin çiçekler olmadan?
Nasıl
yaşamalı seni örnek almadan,
senin
halk zekânı, ozanlık gücünü duymadan?
Böyle
olduğun için teşekkürler,
teşekkürler
türkülerinle yaktığın ateş için.
Pablo
Neruda
Dr.
Ulaş Başar Gezgin
Facebook/Yüzdefteri: http://www.facebook.com/gezginulas
Facebook/Yüzdefteri Yazar
Sayfası: http://www.facebook.com/Ulas.Basar.Gezgin
Ulas Basar
Gezgin Okurları: http://www.facebook.com/groups/214939625258670/
Twitter:http://twitter.com/#!/gezginulas
E-mail: ulasbasar@gmail.com
2011 Sonrasındaki Şiirler: http://gezginulas.blogspot.com
Kendi
Sesinden Şiir Kaydı: http://soundcloud.com/ulas-basar-gezgin
Gezgin Kaynakça (Tüm
Yapıtları):
No comments:
Post a Comment