Sunday, June 10, 2012

Arjantin’de Beşinci Gün


Latin Amerika’da Bir Gezgin: Latin Amerika Güncesi (12)

Arjantin’de Beşinci Gün

Dr. Ulaş Başar Gezgin, 9 Haziran 2012, Buenos Aires

Bugün, Belgrano Caddesi’ne gittim. Belgrano, metroda 5. Hat’ta. Gerçi, yürünerek de gidilebilir. Mayıs Meydanı yakınındaki Peru Caddesi dolaylarında. Belgrano Caddesi, adını, Mayıs Meydanı’nda da heykeli bulunan Manuel Belgrano’dan (1770-1820) alıyor. Rastgele daldım sağa sola; Moreno, Venezuela, Meksika, Şili adlı sokaklara. Bağımsızlık Caddesi’ne (Avenida de Independencia) geliyorum. Onu geçip 9 Temmuz Caddesi’nden devam edince, karşıma 25 Mayıs Otobanı çıkıyor. Sağda, tarihi çocuk hastanesini görüyorum: Hospital General de Niños "Pedro de Elizalde" (http://www.elizalde.gov.ar/ ). Kapısında hasta çocuklar görüyorum elbette; kolu alçıda bir çocuk ve diğerleri. Çok güzel bir yapısı var. İnsan, böyle bir yapıda birazcık kalsa iyileşir zaten. Daha sonra, 1779 doğumlu hastanenin Kuzey ve Güney Amerika’daki ilk çocuk hastanesi olduğunu öğreniyorum. Hastaneyi geçip Manuel Montes de Oca Caddesi’nin sonuna kadar yürüyorum. Cadde, eski bakanın adını taşıyor. Kolombiya Meydanı var yol üstünde. Sonuna kadar gidip aynı yolu gerisin geri tepiyorum.


Anayasa Meydanı

İşte 9 Temmuz Caddesi’ndeyim yine. Çocuk hastanesinden karşıya geçiyorum. Burası, Anayasa Meydanı (Plaza Constitución). Birçok Latin Amerika ülkesinde (örneğin Meksika ve Uruguay), aynı adlı meydan var. Buradaki Anayasa Tren Garı, oldukça büyük; içeride 14 hat var. Gar yapısı, 100 yıllık hoş bir yapı. Meydan, mahalle, gar ve pazar, adını Arjantin’in 1856 Anayasası’ndan alıyor. Meydanda üç heykel var. İkisi, Arjantinlilerin; diğeri ise, Venezuela’nın özgürleştiricisi olarak kabul edilen ve Venezuela’nın 3 kez devlet başkanlığını yapmış asker
José Antonio Páez’in (1790-1873).  


Bolivya Selamı

Oradan 9 Temmuz’a geri dönüş. Yol üstünde Lima ve Cochabamba adlı sokakları geçiyorum. San Juan Caddesi de yol üstünde. Köşede bir üniversite var: Universidad Argentina de la Empresa (http://www.uade.edu.ar/ ). Bağımsızlık Caddesi boyunca yürüyüp San Jose Sokağı’ndan sağa sapıyorum. Beni bir sürpriz bekliyor: Haritalarda bile görülemeyen küçük bir park/meydan görüyorum, yapılar arasında sıkışmış kalmış olan (Plaza Montserrat). Beni müzik sürüklüyor oraya: 3 müzisyen, Bolivya müziği provası yapıyor. Herbirinin bir elinde süslü püslü tokmaklı bir davul ve diğer elinde pan flüt (And flütleri). Öyle bir çalıyorlar ki; insan, nerede olduğunu unutuyor. Sanki Bolivya’da, 4,000 metre yükseklikteki köylerdeyiz şu an. Çok alışık kulağım, bu türkülere. İlk kez, lise yıllarında, özgün müzik yayını yapan bir radyonun tanıtım müziği olarak çalınmışlardı kulağıma. Bu, ‘Longuita’ idi (http://www.youtube.com/watch?v=C4UpDzDaUnw ). Çok severdim bu parçayı; Türkçe söz yazmıştım bunun için. İşte yıllar sonra, aynı tını var kulaklarımda. Bolivya için, ‘gerçek Latin Amerika’ denir; ancak, Latin’lik, sömürgeci kültürü olduğuna göre; en Latin Amerika, Arjantin ve Brezilya, ve en az Latin de, Bolivya ve Peru olmalı. Güney Amerika’nın Tibeti olarak anılan Bolivya’yı görmek ve türkü-barlarında müzik dinlemek için sabırsızlanıyorum. Arjantin, baydı.

Parkta 3 köpek var. Bunlar, atık kağıt toplayıcı dayıların ve teyzelerin köpekleri. Bu nasıl sevgidir ki, bu üstü başı darmadağın olan insanlar, köpeklerine hırka giydirmişler. Kendi üstlerinde hırka yok oysa. Havaya atıyorlar pet şişeleri; havada kapıyor köpekler. Yanda, yığılmış bir sürü atık kağıt. Bambaşka bir Arjantin burası gerçekten. Karşıda ise, ip atlıyor çocuklar; kaydıraktan kayıyor, salıncağa biniyorlar. Bisikletli bir küçük de var aralarında. Mızmızlanmalarını ve oyun çığlıklarını dinliyorum. Arjantin’in gerçek sokak sesleri burada...


Özgürleştiricinin Yolunda

Yola devam... San Jose’den Mayıs Caddesi’ne varınca; artık, yolun adı değişiyor; ‘Uruguay’ oluyor. Yol boyunca giderken, Santa Fe Caddesi’ne giriyorum. Oradan ara sokaklardayım yine, Özgürlük Caddesi çevresinde. Limana doğru gidiyorum. Liman, Buenos Aires’in tarihindeki önemini pek fazla koruyabilmiş değil; çünkü eskiden deniz, Buenos Aires’e Avrupa’dan ulaşımın tek yoluydu. Sömürgecilerin de göçmenlerin de Buenos Aires macerası, burada başlıyordu. Zaten Buenos Aires, 1580’de, bir liman yerleşimi olarak kurulmuş. Yol üstünde, Brezilya Büyükelçiliği ve muhteşem bir yapıya sahip Fransız Büyükelçiliği var. İşte, deniz kokusunu almaya başladım (ya da almadım ama almış gibi oldum). Artık, limana koşut giden Özgürleştirici Caddesi’ndeyim (Avenida del Libertador). Bu, Paris’ten esinlenilerek açılmış olan 25 kilometrelik bir bulvar. Bulvarın adını Juan Peron vermiş. Ad, Arjantin, Şili ve Peru’nun özgürleştiricisi olarak kabul edilen Arjantinli general ve önder José de San Martín’den (1778-1850) geliyor.


Hipi Pazarı’nda

Yol, sonunda, mezarlığıyla ünlü Recoleta’ya, Intendente Alvear Meydanı’na ve Recoleta Kültür Merkezi’ne çıkıyor. Adını Arjantin’in tutucu devlet başkanı Torcuato de Alvear’dan (1822-1890) alan Meydan’da, haftasonları, incik-boncuk pazarı kuruluyor. Benden sonra gelecekler, mutlaka görmeli. Ücretsiz canlı müzik de vardı. Bu yeşillik ortamda, insanlar, çimlere oturmuş, içeceklerini yudumluyorlardı. 60’lı yıllarda Arjantinli hipilerin mekanı olan meydan, askeri diktatörlük dönemlerinde, hipilerden ‘temiz’leniyor. Diktatörlük sonrasında ise, elişi pazarı (Feria de Artesanos), yeniden açılmaya başlıyor. Buradaki Recoleta Kültür Merkezi, çok canlı (http://centroculturalrecoleta.org ). Buenos Aires’te en çok yabancıyı burada gördüm. (Bu iyi mi kötü mü, ayrı konu...) Graffiti sanatçıları, duvarların önlerine kurulmuş iskelelerde çalışıyorlardı. İçeride çeşitli sergiler vardı. Girişte, Buenos Aires Bisiklet Haritası dağıtılıyordu. Festival programı da buradaydı  (http://www.festivales.gob.ar ). Buenos Aires Sanat Gazetesi Agenda Cultural’a da buradan erişilebiliyor (http://agendacultural.buenosaires.gob.ar/ ). Hard Rock Cafe de burada (http://www.hardrock.com/locations/cafes3/cafe.aspx?LocationID=131&MIBEnumID=3 ).

Recoleta içinden, 9 Temmuz’a geri dönüyorum. Yol üstünde, Cam Saray (Ulusal Sanat Sarayı) var (http://www.palaisdeglace.gob.ar/ ). Yolda, çocuklu dilenciler görüyorum, 5 yıldızlı otellerin ve alışveriş merkezlerinin önünde. Özgürlük Caddesi boyunca yürüyüp 9 Temmuz’da, solda, Santa Fe’ye giriyorum. İşte burası, San Martín Meydanı. Ortada José de San Martín’in heykeli var. San Martín’in askerlerinin kışlası, buradaymış 200 yıl önce. Sheraton gibi lüks oteller buralarda. Meydanın dikkat çekici öğeleri, Anıtkule (Torre Monumental, http://museos.buenosaires.gob.ar/torre.htm ), Güney Amerika’ya özgü dev bir ombu ağacı (bkz. http://www.buenosairesphotographer.com/2009/03/ombu-trees-in-plaza-francia.html ) ve Malvina Adaları (Falklands) şehitleri anıtı.


3 Günlük Otobüse Binen Astronotlar/Kozmonotlar!

Oradan Retiro’ya yürüyorum. İşte burası, Buenos Aires’e ilk ayak bastığım yer. Tam, Eminönü. Sosis ve hamburger satıyorlar çoğunlukla. Gar lokantaları da, benzer. Büfelerden birinde, pizza-bira ucuz seçeneği yanında, pizza-şarap seçeneği konmuş olması, “eee burası Arjantin” dedirtiyor. Şehiriçi ve şehirlerarası trenlerin kalktığı Retiro Tren Garı (Estación Retiro), burada. 1915’te hizmete açılmış olan bu Fransız tipi yapı, Güney Amerika’nın mühendislik harikalarından biri sayılıyor. ‘Ulusal Anıt’ olarak koruma altına alınmış durumda. Uluslararası ve ulusal otobüs terminali de burada (http://www.tebasa.com.ar ). Şili (Santiago) bileti alıyorum burada. 500 Arjantin Pesosu (110 Dolar). Daha önce bindiğim otobüsler gibi yarı-yataklı. Şirket adı, El Rapido Internacional (http://www.elrapidoint.com.ar ). Salı günü 21:00’de yola çıkacağım. 10:55’te, Şili’ye yakın bir Arjantin kenti olan Mendoza’da olacağım. (11:00 yerine 10:55 yazmaları, gözümden kaçmadı.:)) Mendoza’dan 12:30’da yola çıkıp 18:30’da Santiago’da olacağım. Bilgilere baktım. Varacağım terminalde metro varmış. Metroya binip kafamda belirlediğim bir durak çevresinde otel bakacağım. İşin ilginci, bu, Lima otobüsü. Buenos Aires-Lima arası, 3 gün sürüyormuş! 3 gününü otobüste geçirebilen çılgını astronotluk/kozmonotluk için aday göstereceğim! :) “Kim, niye yapar bunu?” diye düşündüm. Herhalde, Arjantin’de çalışan Perulu işçiler yapabilir, parasızlıktan. Ben toplam 20-22 saatle idare ediyorum. Benden yıldız gezgini olmaz... :)


Beton Üniversiteler

Oradan metroya binip odaya dönüyorum; bir Arjantin şarabı daha açıyorum. Brezilya şeftali şarabı, şeftali suyu gibi; birşeye benzetemiyorum. Arjantin şarabına devam. Bugün toplam 30 dakikalık kısa kısa aralıklarla 6-7 saat yürüdüm. Yürümeyi seviyorum. En son bu kadar uzun olarak, Kıbrıs’ta ve Seul’de yürümüştüm. Dünyada daha yürünecek çok kent var.

Bugün Arjantin’in çeşitli üniversitelerini gördüm. Beton üniversiteler bunlar, Tokyo’dakiler gibi. En düzgün olanlarının tarihsel yapıları var; ama sonuçta onlar da beton. Üniversite dediğin, yerleşkeli olur; yeşillikli olur, ağaçlı olur; nefes alır, açılırsın, öğrenme-öğretme isteğiyle dolarsın. Kısacası, gördüğüm üniversiteler, hoş ortamlar değil; plaza gibiler. Gördüklerim, şunlardı:
- Universidad Argentina de la Empresa (http://www.uade.edu.ar ),
- Universidad Abierta Interamericana (http://www.uai.edu.ar/ ),
- Universidad CAECE (http://www.caece.edu.ar ),
- Universidad J. F. Kennedy (http://www.kennedy.edu.ar ),
- Universidad de Ciencias Sociales y Empresariales (http://www.uces.edu.ar )

Şimdilik bu kadar. Arjantin muhabbeti bitmedi daha...

  
Dr. Ulaş Başar Gezgin
Latin Amerika’da Bir Gezgin: http://latinamerikadabirgezgin.blogspot.com/
Facebook/Yüzdefteri: http://www.facebook.com/gezginulas  
Facebook/Yüzdefteri Yazar Sayfası: http://www.facebook.com/Ulas.Basar.Gezgin
Ulas Basar Gezgin Okurları:  http://www.facebook.com/groups/214939625258670/ 
E-mail: ulasbasar@gmail.com  
2011 Sonrasındaki Şiirler: http://gezginulas.blogspot.com 
Kendi Sesinden Şiir Kaydı: http://soundcloud.com/ulas-basar-gezgin
Gezgin Kaynakça (Tüm Yapıtları): 

No comments:

Post a Comment