Latin
Amerika’da Bir Gezgin: Latin Amerika Güncesi (1)
Yola
Çıkmadan Önce
Dr.
Ulaş Başar Gezgin, Vietnam, 29 Mayıs 2012
Bugün
gerçekleştireceğim Brezilya uçuşu, Latin Amerika yolculuğumun başlangıcı
olacak. Yola çıkmadan birkaç kelam etmeyi düşündüm. Özel bir deneyimden önce
yazması, o deneyiminden sonra yazılanlarla karşılaştırılarak, o insanın ve
çevresinin kendini tanımasında önemli bir işlev görüyor. Bunu önceki birçok
gezimde yaşadım. Yani bu yazı, bir “gitmeden önce ne biliyordum ve ne
bekliyordum” belgesi olarak yolculuk boyunca ve yolculuk sonunda geri dönülebilecek
bir çıkış belgesi niteliği taşıyacak.
Brezilya’ya mı
Arjantin’e mi Uçmalı?
29
Mayıs 2012, Türk Hava Yolları’nda (THY) Mayıs sonundaki en ucuz biletin olduğu
gün. Vietnam-Brezilya uçuşları, birçok daha yakın seferden (örneğin Tayland-Brezilya)
daha ucuz. Bu bileti alırken, Vietnam-Brezilya ve Tayland-Brezilya biletleri
arasında 450 Dolar kadar uçuk bir fark vardı. Oysa, Tayland, Brezilya’ya daha
yakın. Sanırım, bu, THY’nin Vietnam kolunun yeni olmasından ve müşteri bulmakta
zorlanmalarından kaynaklanıyor. Soran olmaz ama yine de söyleyeyim: Vietnam-Brezilya
arasında hizmet veren en ucuz 3 havayolu, şunlar: THY, Katar Havayolları, Emirlik
Havayolları. Emirlik Havayolları, yeni yetme; Vietnam-Güney Amerika uçuşlarını
Haziran 2012’de başlatıyor. Katar Havayolları, Brezilya’ya ve Arjantin’e
gidiyor. THY ise Güney Amerika’da yalnızca Brezilya’ya (Sao Paulo ya da şehirlilerin
deyişiyle ‘Sampa’) uçuyor. Dolayısıyla ilk soru, “Brezilya’ya mı Arjantin’e mi
uçmalı?” oldu. Arjantin biletleri, daha pahalı; ancak, Portekizce konuşulan
Brezilya’dan başlamaktansa İspanyolca konuşulan Arjantin’den başlamak, çekici
geldi ilk başta.
Neden Arjantin?
Neden
Arjantin? Çünkü İspanyolca biliyorum. Asi kıtaya, İspanyolca’ya benzeyen
Portekizce ile başlayıp İspanyolcam’ı bozmak ve İspanyolca’yı Karadeniz
şivesiyle konuşur duruma düşmek istemedim.:) Ayrıca, Buenos Aires ve tango,
insanı kendine çekiyor. Üstelik, Arjantinliler, benim ve doğumdaşım olan Oğuz
Altay abimin doğum gününü (25 Mayıs) Devrim Günü olarak kutluyor. Bu resmi
tatilde, devlet erkanı, Buenos Aires’teki 25 Mayıs Meydanı’nda (ki bu meydan,
Arjantinli kayıp annelerinin gösteri yaptığı yerdir ve onlar, bizdeki Cumartesi
Anneleri’ne esin kaynağı olmuştur), devrim ve bağımsızlık üstüne konuşma
yapıyorlar. Dahası, Che’nin doğum yeri olan Rosario’yı da içermek üzere birçok Arjantin
şehrinde, en büyük meydanın adı, 25 Mayıs Meydanı’dır. Doğum günümüzü devrim
günü diye kutlayan bir ülke, hem yolculuğa başlanası hem de yaşanası yerdir. Öyle
değil mi ama Oğuz abi?
Kayıp
annelerinin işlettiği kahvede Arjantinli annelere Türkiye’den ve Vietnam’dan
selam getirmek, özel bir deneyim. Bu tür durumlar için çantamda 30 Ho Çi Min ve
Vietnam rozeti taşıyorum. Bunları değerli Latin Amerikalılara armağan edeceğim.
Onlara, Vietnam-Amerikan Savaşı sırasında Vietnamlıların ve Venezuelalıların
dayanışmasını anlatacağım. Konuyu bir yazımdan alıntılayayım:
“Vietnam,
bir suikastçinin adını sokağa veren az sayıdaki ülkeden biri. Nguyen Van Troi
(1947-
1964),
1963’te Amerikan Savunma Bakanı McNarama’ya suikast girişiminde bulunan
16
yaşındaki işçi. Yakalanma haberini alan Venezuelalı savaşçılar, bir Amerikan
subayını
kaçırıp Nguyen Van Troi’un serbest bırakılması için pazarlığa başlıyorlar.
Pazarlık
başarısız oluyor. Nguyen Van Troi, 17 yaşında kurşuna diziliyor; son sözü,
‘Yaşasın
Vietnam!’ oluyor. Nguyen Van Troi adı, bakana saldırı düzenlediği sokağa
ve
Küba’da bir spor sahasını da içermek üzere dünyanın farklı ülkelerinde birçok
yere
veriliyor.
Sokakta anıtı var. Venezuela büyükelçisi, bu devrimci dayanışmayı anmak
üzere,
2009’da Nguyen Van Troi Anıtı’nın önüne İspanyolca ve Vietnamca bir plaka
çaktırdı,
tören yapıldı.” (Gezgin, 2010)
Neden Brezilya?
Sonunda,
neredeyse Arjantin’de karar kılmışken, Brezilya’ya yöneldim. Neden Brezilya?
Öyle çok neden var ki... Brezilya bileti, İstanbul-Ankara bileti kadar ucuz
olmuş olsaydı, binlerce evhanımı, Köle İzaura’yı kurtarmak için Brezilya’ya
gidecekti.:) Lambada yapmaya, samba yapmaya, bossa nova çalmaya gidenleri
saymıyorum bile. Büyük mimar Oscar Niemeyer’in hayranları da ayrı bir takım.
Jorge Amado var, Salvador’un sokaklarını Sovyetler Birliği’ne taşıyan. Amazon
var. Brezilya futbolu diye bir efsane var. “Yok, yok” desek yeridir. Ayrıca,
Brezilya’nın Curitiba ve Porto Alegre gibi kentleri, şehir plancılığı açısından
önemli örnekler. Curitiba, dünyanın en sürdürülebilir kentlerinden biri olarak
anılıyor. Porto Alegre ise, katılımcı bütçelendirme uygulamasının doğum yeri.
Bu uygulamaya göre, belediye, neye ne kadar para harcaması gerektiğini halka
soruyor. Belediyenin sosyalist olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Fatsa’dan,
Porto Alegre’den ne kadar uzağız Türkiye’de.
Türk Hava
Yolları, Bugün Grevde!
Buenos
Aires’in çekici geleceğini düşündüğümden, “bir kez Buenos Aires’e gidince
Brezilya’ya gidesim gelmez belki” diye akıl yürüterek, Brezilya’yı görmeden
Arjantin’i görmemin iyi olmayacağına karar verdim. THY’den aldığım 1560
Dolarlık Brezilya-Vietnam çiftyönlü biletiyle bugün uçuyorum işte. Uçak,
İstanbul aktarmalı. İstanbul’da kısa bir süre duracağım. Yolculuk, toplam 32
saat sürecek. Hayat, sürprizlerle dolu: Bugün yola çıkarken, THY çalışanlarının
ani bir grev kararı aldığını öğrendim. 29 Mayıs’ta 03:00-24:00 arası, iş
bırakıyor emekçi kardeşlerim. Uçağımın gecikmesi önemli değil. Sizin hakkınızı
aramanız daha önemli. Saati tutturabilirsek, size destek amacıyla, ben de yolcu
olarak işimi bırakabilirim. Yani yolculuğu bırakırım sizin için.:)
Latin Amerika:
Bitimsiz Bir Okyanus
Latin
Amerika’ya küçüklüğümden beri hep gitmek istedim. Bana uzak gelirdi hep. Latin
Amerika’yı daha yakından tanımak için üniversite yıllarında İspanyolca
öğrendim. Yayınlanmış ilk kitabım, 22 yaşındayken, İspanyolca’dan çevirdiğim
düzyazılmış bir şiir kitabı (poetry in prose) idi (Octavio Paz, Kartal mı Güneş
mi?). İlerleyen yıllarda İspanyolca’dan çok sayıda şiir ve şarkı sözü çevirdim.
Sonra bir bakmışım ki Asya’dayım. Yaklaşık 10 yıllık Asya deneyimimde hiç İspanyolca
kullanamadım; içimde ölmek üzereyken yeniden diriltiyorum.
İşte
şimdi “yelkenler fora” diyorum. Yazılacak çok konu birikti. Yıllardır ve
özellikle geçen ay biriktirdiğim birçok konu var. Bu konuları yolculuk boyunca
işleyeceğim. Yola çıkarken, “keşke daha fazla zamanım olsaydı da, bütün belli
başlı Latin Amerikalı yazarları yalayıp yutsaydım, sanki üniversiteye giriş
sınavında yalnızca onları soruyorlarmış da ben de inek öğrenciymişim gibi.” Ama
Latin Amerika yazarları, karanın görünmediği bitimsiz bir okyanus gibi. Hepsini
okuyana kadar yaşlanıp ölürdüm herhalde. (Borges’e ve Gödel’e selam olsun bu
açıdan. Yaşasın bitimsiz geometrisi yaşamın!)
Yayıncılara
Çağrı: Latin Amerika’yla İlgili 3 Kitap
Latin
Amerika’yla ilgili 3 kitap yazacağım. Zaten bu metin de o kitaplardan birinin
girişi. Birincisi, ‘Latin Amerika’da Bir Gezgin: Latin Amerika Güncesi.’ Bu
güncede, bol bol şiirin, şarkının, yazın’ın, siyasetin, coğrafyanın vb. ördüğü
bir kavramlar ve deneyimler evreni kurup tipik gezginlerin yazdığı türden “işte
şurayı da gördüm de ne güzeldi; alın işte bunlar da fotoğraflar” türü
anlatılardan bir hayli uzaklaşacağız. Bu günce, gitmenin bahane olduğu,
düşünmenin baki olduğu bir üniversite kantini gibi bir dolup bir boşalacak;
haftasonları bile açık olacak.
İkinci
kitap, Latin Amerika Gezi Rehberi olacak. İngiliz dili bu tür kitaplarla dolup
taşarken, güzel Türkçemiz’de böyle bir kitap bulunmuyor. Bu boşluğu
dolduracağım.
Üçüncü
kitap, ilkokul çağındaki (ya şimdi bu 4+4+4 zırvalığı
nedeniyle bu sözün anlamı kaydı da gitti bile) bir çocuğa Latin Amerika’yı
özellikle bitkileri ve hayvanlarıyla anlatan, oraların çocuklarının
yaşantılarını aktaran mektuplardan oluşacak bir çocuk kitabı. Başlığını henüz
netleştirmedim ama ‘Barışkızıma (ya da Barış’a) Latin Amerika Mektupları’ gibi
yavan bir başlık var şimdilik kafamda. Bu hayvanların ve bitkilerin çizimleri
olacak her bir mektuba karşılık gelen. Bunları çizecek olan ressam hazır.:)
Okurlarım arasında, yayıncı olan ve bu üç kitabı
yayınlamak isteyen varsa, benimle bağlantıya geçebilirler. Bu üç kitabı yol
boyunca yazacağım ve Birgün Gazetesi başta olmak üzere çeşitli gazete ve
dergilerde ve çeşitli sanal ortamlarda paylaşacağım.
“Türkiye’nin Geçmişi,
Asya’dır; Ama Geleceği, Latin Amerika’dır”
Şimdilik bitirirken, şöyle özlü bir söz söyleyesim
geliyor: “Türkiye’nin
geçmişi, Asya’dır; ama geleceği, Latin Amerika’dır.” Neden? Saat farkı var bir
kere.:) Vietnam’ın saati, Türkiye’nin saatine göre 4 saat ileride; Brezilya’nın
ve Arjantin’in saati ise 6 saat geride. Elbette, bu durum, tersten de
okunabilir. İkinci olarak, tarihsel nedenler var: Türkiye, Asya tipi despot bir
yönetimle yönetilmeyi sürdürüyor. Rusya’yla ortak bir geçmişi var bu noktada.
Ama biz birgün kazanacağız ve eski gerilla liderlerinin devlet başkanı olduğu
(örneğin Brezilya ve Uruguay) yeni bir Latin Amerika olacağız. (Tamam, belki olamayacağız
ama umut etmek güzel, öyle değil mi? Nazım’ın ‘Büyük İnsanlık’ şiirinde dediği
gibi, “umutsuz yaşanmıyor.”)
Brezilya’dan
Nereye? Antarktika’ya mı?
Ben
Latin Amerika’da hem gezip yazacak, hem de üniversite işlerine bakacağım için, yüküm
biraz farklı. Arjantin’deki 15-20 psikoloji bölümüne sivi gönderdim. Diğer ülkelere
de başvurularım var. O nedenle, aşağıdaki dökümde takım elbise görenler
yadırgamasın lütfen. Şöyle bir izlence düşünüyorum: Brezilya (Sao Paulo,
Curitiba, Florianapolis, Porto Alegre), Uruguay (Montevideo), Arjantin (Buenos
Aires; burada uzun kalabilirim. Duruma göre, Antarktika’ya doğru gidebilir ya
da Arjantin’in diğer kentlerini ziyaret edebilirim), Şili (Santiago), Bolivya
(La Paz ve Potosi), Peru (Machu Picchu), (belki Kolombiya) Caracas (Venezuela)
(duruma göre, Küba). Dönüş: Brezilya (Sao Paulo), Arjantin (Buenos Aires) ya da
Şili (Santiago). Bu izlencede, çok soğuk yerler de var çok sıcak yerler de.
Sağlık sorunları olmayan yerler de var, olan yerler de. Bir tekerlekli bavulla
dizüstü çantasına nasıl bu kadar malzeme sığdı, ben de bilmiyorum.:)
Çantamdakiler,
aşağıdaki gibidir.
Sağolun
iyi yolculuklar dilediğiniz için efendim. Vietnam’dan ayrılırken uzun yola
çıkıyorum diye tütsü yaktı Budacılar; “siz de bir kova su dökün” desem ayıp
olur mu?
Latin Amerika
Çantadasındakiler:
8
tişört
4
pantolon
5
gizli iç cepli don
10
çorap
3
şort
1
boy havlusu, 1 el havlusu
3
boyun atkısı, 1 sırt atkısı, 1 Filistin atkısı
4
kışlık atkı
1
kışlık şapka
2
kışlık eldiven
7
mendil
2
yazlık Vietnam şapkası
1
hatıra başörtü (boğaz ya da göz sarmak için)
5
iş gömlek-pantolon takımı
5
kravat
1
ceket
5
atlet
2
kışlık içlik
1
pijama
2
polar
1
yağmurluk
2
atılabilir yağmurluk
1
palto
1
kapşonlu bluz
1
küçük ütü
1
terlik
1
iş ayakkabısı
1
spor ayakkabı
1
hamağa çevrilebilir (ipli) uyku tulumu
1
makas
1
alışveriş torbası ve boş plastik torbalar
30
tane hediyelik Vietnam ve Ho Çi Min rozeti
1
en ucuzundan cep telefonu
1
el feneri
1
kafa feneri
2
güneş kremi
1
göz kapağı
Sinek
koruyucu (krem), sinek kovucu, sinek ağı
Küçük
yazı tahtası ve tahta kalemi
Sırt
çantası yağmurluğu
10
Selpak
1
bavul kilidi, 1 asma kilit
Mini
dikiş-iğne çantası
Mini
Mutfak: Konserve açacağı, çatal, bıçak, kaşık, meyve soyucu, fincan, 1 iki
bardaklık su ısıtıcı, 1 büyük kutu Rize ve Afrika çayı (demlik poşeti), 2 kutu
sallama portakal-zencefil çayı, 1 kutu nane çayı,
Mini
Banyo: Diş fırçası, diş macunu, traş bıçağı, traş köpüğü, tarak, burun makası,
tırnak makası, sabun, pudra, 2 tuvalet kağıdı, parfüm
Mini
İlaç Takımı: Çin/Vietnam yağı, berberin (ishal ve karın ağrısı için), yara
bandı, dudak nemlendirici, Nizoral (mantar ilacı), PhilDerma (deri kaşıntısı
ilacı), Acyclovir (uçuk ilacı), Star (şişmiş boğaz için), Panadol (ağrı kesici),
Clanoz (alerji için, antihistaminik); böcek ısırığı ilacı, Salonpas (kas
ağrıları için), antiseptik (tentürdiyot), oksijen suyu, multivitamin, plaster,
küçük sargı bezleri.
Dizüstü
Çantasında: Dizüstü, dış bellek, hoparlör, cep telefonu şarjı, diplomalar,
yolculuk sigortası ve diğer önemli belgeler, Güney Amerika Gezi Rehberi kitabı
(Lonely Planet), 1 defter, kağıtlar, kalemler, bant, yapıştırıcı, şemsiye,
kulak tıkaçları, gözlük kabı, gözlük bezi.
İlgilisine
Kaynak
Gezgin,
U. B. (2010). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (130): Ho Çi Min Kenti’ne kala(maya)nlar.
Evrensel Gazetesi, 12 Eylül 2010. http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=75078
Dr.
Ulaş Başar Gezgin
Facebook/Yüzdefteri: http://www.facebook.com/gezginulas
Facebook/Yüzdefteri Yazar
Sayfası: http://www.facebook.com/Ulas.Basar.Gezgin
Ulas Basar
Gezgin Okurları: http://www.facebook.com/groups/214939625258670/
Twitter:http://twitter.com/#!/gezginulas
E-mail: ulasbasar@gmail.com
2011 Sonrasındaki Şiirler: http://gezginulas.blogspot.com
Kendi
Sesinden Şiir Kaydı: http://soundcloud.com/ulas-basar-gezgin
Gezgin Kaynakça (Tüm
Yapıtları):
No comments:
Post a Comment